Naba’nın Design lisans programını başarı ile bitiren Cansu Göksu bizimle düşüncelerini paylaştı:

“Ciao! ile başlayan maceramın buralara kadar geleceğini tahmin etmezdim tabi ki. Nece olduğunu henüz öğrenmediğim halde “çav” diye yazıldığını hayal ettiğim tatlı bir kelimeydi “ciao”, 8-10 yaşlarımda. Ve şimdi günde ortalama 20 kez yüzümde büyük bir gülümsemeyle telaffuz ettiğime eminim. 

Eğitim hayatım boyunca yurt dışında üniversite eğitimi görmek en istikrarlı hayalimdi. Daha OKS sınavına çalışırken bile İtalya ya da Fransa’da üniversiteye gitmek için Fransız ve İtalyan Liselerini hedef almıştım. Büyük sınavın sonuçları açıkladığında beklediğim sonucu aldım ve şimdi iki ülke arasında karar verme zamanıydı. Babamın ve ablamın Fransız Liselerinden mezun olmaları beni Fransızca’ya ne kadar yakın hissettirmiş olsa da İtalya’da okumak istediğime karar verip lise seçimimi buna göre yaptım.

Özel İtalyan Lisesi mezunuyum. Su gibi gecen beş sene içinde okula İtalya’dan gelen üniversite temsilcilerinin her sene yaptıkları konferanslar sayesinde Naba’yı tanıdım. Sanat okulu olduğu için dikkatimi çekmişti, okuyacağım bölüm de küçüklüğümden beri istediğim Endüstriyel Tasarımdı. Lise 3’ün sonunda yarışma ile kazandığım kısmi bursum ile Naba’nın yaz okuluna katıldım. Yazın 1 ay Milano’da kalmak, okulu görmek, hocalarıyla çalışmak içimi rahatlatmıştı, daha da emin oldum kararımdan. Kesinlikle okulun yaz okullarını öneriyorum bu nedenle.

Hafta içi her gün okul var, günde ortalama 6 saatim okulda geçiyordu. Haftada 12 ders var ve bu derslerin 4-5 tanesi haftalık proje/ödevleri oluyor. Oldukça tatlı bir yoğunlukta ilerliyor okul. Hocalar gerçekten mesleğinde iyi kariyerlere sahip ve aynı zamanda öğrencilerle ilgililer. 24 kişilik sınıfta benim dışımda iki Türk öğrenci daha vardı. Bunun sebebi İtalyanca bölümde okuyor olmamdı, İngilizce bölümlerde daha fazla Türk oluyor. Onun dışında bir Çinli öğrenci vardı gerisi İtalyan ve hepsi çok tatlı insanlar hiç yabancılık hissettirmiyorlar.

Naba’nın bana en çok zevk veren özelliği olabildiğince yaratıcılığa önem veriyor olması. Hem teknik bilgimizi arttırıyorlar hem de gerçekten çok farklı projelerimiz oldu. Çizim, bilgisayar, iç mekan tasarımı, endüstriyel tasarım, ekoloji gibi çeşitli dersler var; hepsi de verimli geçiyor. Milano’da öğrenci hayatı da bunlara tat katıyor tabi. Ben yalnız yaşamayı tercih ettim, pişman da olmadım. Okula yakın evin avantajları çok fazla diyebilirim. Şehrin  Aralık ayından başlayarak bu kadar soğuk olması dışında sevmediğim bir özelliği yok herhalde. Naba’yı pişman olunmayacak bir üniversite olarak, Milano’yu da üniversite şehri olarak oldukça tavsiye ediyorum herkese.

Cansu Göksu”